sen küçük bir kız çocuğusun benim için. küçük ve kırılgan. yüreğinden çıkıp, büyük kelimelerin döküldüğü; bir kız çocuğunun az önce bitirdiği pamuk şekerden arta kalan, pembe dudakların var senin. bir kaç kare fotoğrafın hariç bilmediğim yüz çizgilerinde saklı bir kıvılcım sonsuz sevgin ve belki de yüreğinde her daim kor bir ateşle pervane dönüyorsun, ben çoşkunu her gördüğümde, yanmaya hazır bir avuç umut görüyorum gözlerinde. yeni yıla yüklediğin yeni umutların var biliyorum ve evet, geçen yıllardan kalan kırgınlıklarını yükledin gene cılız omuzlarına. oysa sen o kırıkları silkelemelisin omuzlarından ve yürümelisin yolunda. hayat bir puzzle gibi olsa da, bazen bir parçasını kaybetsen de, devam etmelisin "sen" olan tablona. inanmalısın bir melek tarafından herkesin kutsanamayacağına ve küçüğüm, sen bir melek tarafından kutsandığın için bu kadar güzel ve özelsin. öperim yüreğini, kocaman sarılırım, hep.
Sevgili B.,
sen benim için huzur dolu toprakların, keşfedilmemiş derinliklerisin. ilk karşıma çıktığın vakit huzur uzağımdaydı ve ben seni okudukça, tanıdıkça ve sevdikçe, her kelimende yaklaştım kendime. sen bilmezsin belki ve evet bilmezsin aslında ama belki hissedersin diye söylüyorum, seni seviyorum. sende gördüğüm kendimi, ettiğim duada bulduğun naifliği seviyorum. insanın hiç karşılaşmadan sevebileceğine dair çok kanıt sundu 2010 bana, sen onlardan birisin ve iyi ki varsın. yeni yılda senden, çocuklarından ve yaşamdan öğrenecek ne çok şeyimiz olacak. sen bir ayna gibi yansıtacaksın. yansıman yanıltmayacak, biliyorum, biliyorum çünkü her yansıma kanıtlar sendeki beni bana. sevgimle, hep.
Sevgili C. ya da Ç.,
Sevgili C. ya da Ç.,
gereksiz kelimelerin gereksiz anlarla buluşup, gerekli yürek notalarına çarpmak gibi bir derdi vardır çoğu zaman ve insan bazen o çarpmadaki sarsıntıda bulur gerçek ritmini. bilmem sana olur mu, bilmem sen hisseder misin ama bazen hiç farkında olmadan iyi geliveririz birilerine. senin karamsarlığında bir ışık var, bilmem sen görür müsün, bilmem seni ısıtır mı, ama ben hep görüyorum ve her gördüğümde içimi kaplayan bir sıcaklığın keyfine varıyorum. insan yazmaya ve okumaya başladığında kafasında karakterler yaratıyor ve ne ilginçtir ki bu karakterle hiç de gerçek hayattan olmuyor. zaten, bazen düşünüyorum da gerçek karakterler de bu kadar sevilesi olmuyor... masalsı bir yıl değildi 2010 senin için, ve büyük ihtimalle 2011de olmayacak ama içinin daha huzurlu, sabahlarının daha aydınlık ve yarınlara dair daha umutla bakacağın anların çoğalacak. ben öyle diliyorum, senin için, kendim için ve sevdiklerim için. umutla, hep.
şimdi ben ... koyup gitsem, sadece üç nokta. bir soru işareti kalır mı benden, görünmeyen ama cevabı bilinen. yazmak istedim sana, üç noktayı görünce. bir de sevdim seni, susmak demeni ve ihanet dediğini. ama en çok hüznünü. oysa biliyorum sana gülmek yakışıyor, öyle kırılgan bir gülüş ki, bir yanı hep hüzün kokuyor. özlemişim seni, kelimelerini, sesini. duydum bu sabah. sonra koştum geldim. lâl niye hiç gitmiyor bende. bu aralar lâl gibi kelimelerin, üryan olsan da susuyorsun işte. sana, yeni yılda, yüreğince mutluluk, yaşadığınca huzur, hissettiğince sevinç dilerim. hüznünü bırakacağın engin bir aşk ve güveneceğin güçlendiren bir omuz. mert yürekli kadınlığını sevsin senin. hoyratlığını dokunmanın ve hissetmenin dibini görsün sende. öyle anlasın seni, öyle baksın, öyle görsün. her sabah uyandığında şükredecek bir seni olduğu için öylesine sevsin seni.
gülümsüyorum, hep...
Sevgili E.,
nasıl da bazen hiç olmadık bir zamanda çıkıveriyor değil mi sımsıcak bir iyi ki yüreğimizden, nasıl da buluveriyor karşısındaki kocaman yüreği. karanlığın ortasında parlayan yıldız kelimelerin sahibi güzel kadın, gülüşüne saklanan yarımını bulacağın bir yarın olsun 2011 sana. seni her okuduğumda saklıda kalan sevdanın derinlerinde kayboluyorum, ve her okuduğumda karamsarlığa kapılan yüreğini alıp çıkarmak istiyorum, senin gök/yüzün güzel çünkü. bunun için bile arasıra şımarmak yakışır elbette sana. lütfen, için gibi sıcak olsun dışın da. kar değildir ki dışını üşüten, kar yağdığında bir elin olmamasıdır elini ısıtacak... içinin sıcaklığının yayılacağı bir yürek diliyorum sana. senin için, sana, sende atacak bir yürek.
iyi ki, hep...
Görsel
Sevgili E.,
nasıl da bazen hiç olmadık bir zamanda çıkıveriyor değil mi sımsıcak bir iyi ki yüreğimizden, nasıl da buluveriyor karşısındaki kocaman yüreği. karanlığın ortasında parlayan yıldız kelimelerin sahibi güzel kadın, gülüşüne saklanan yarımını bulacağın bir yarın olsun 2011 sana. seni her okuduğumda saklıda kalan sevdanın derinlerinde kayboluyorum, ve her okuduğumda karamsarlığa kapılan yüreğini alıp çıkarmak istiyorum, senin gök/yüzün güzel çünkü. bunun için bile arasıra şımarmak yakışır elbette sana. lütfen, için gibi sıcak olsun dışın da. kar değildir ki dışını üşüten, kar yağdığında bir elin olmamasıdır elini ısıtacak... içinin sıcaklığının yayılacağı bir yürek diliyorum sana. senin için, sana, sende atacak bir yürek.
iyi ki, hep...
Görsel