1
__________________________________________
2
_________________________________________
Aşkın için ölmeyi göze alabiliyorsun da, neden aşkını yaşatmak için değil çaban?
3
_________________________________________
Gidişimle gasl olan yüreğini teselliye uğraşırken başka bir kalbi kırmayı göze almak da neyin nesi?
_________________________________________
__________________________________________
Varlığın için yokluğu mu, yokluğun için varlığı mı tercih edersin?
2
_________________________________________
Aşkın için ölmeyi göze alabiliyorsun da, neden aşkını yaşatmak için değil çaban?
3
_________________________________________
Gidişimle gasl olan yüreğini teselliye uğraşırken başka bir kalbi kırmayı göze almak da neyin nesi?
_________________________________________
Ayy bilemdim ki şimdi röportajda gibi hissettim kendimi .Tabi üstüme alındığımdandır.Banamıydı bu sorular :):) Olsun cevaplarım ben yinede...
YanıtlaSil1.Yokluğun içinde varlığı tercih ederdim.Varlığımla yok olanların yerine yenisini ekmek belki biraz daha güçtür ama insanın yaşamak için mucadeleye ihtiyacı vardır ve yokluğu vara çevirmek daha bir keyifli gelir
2.Aşk için ölmek isteyen kaç kişi kaldı ki şu Dünyada.Ulaşılmaz her zaman caziptir .Acıyıda mutluluğuda sonuna kadar yaşamak için öldürmek gerekiyorsa yaşamak için öldürüyorum sanırım bende aşklarımı...
3.EE insan oğlu böyledir.Çivi çiviyi söker dediler çocukluğumda sökmediğini çok sonra anladığımda baktım kiçok kalp kırıklığı kalmış arkamda ...Yanlış öğretmişler çivi çiviyi sökmezmiş eski çivinin üsüne bastırdıkça acısı daha bir serinleşirmiş
Bir daha ki röportaja kadar sağlıcakla kalmanızı dilerim efenim...
bende 1, yi pek bir üzerime alındım. :))
YanıtlaSiltabiki yokluğun içinde varlığı isterim. Ama bu biraz maddi anlamı getirdi gözümde. onun dışında var olan bir şey varsa, yokluk diye tanımlamak niye. olmayan ne?
ahh,bu sorular...
YanıtlaSilaşkı yaşatmak isteriz elbet ama nedense bu oyun iki kişiliktir ve biri daima mızıkçılık eder.ve yüreğimiz küser kırılır. daha çok sonuncuya takıldım ben, enis baturun bir şiirinin sonunu hatırlattı bana.dur hepsini yazayım.
-zaman da değil-
Gidilebilse, ne çok iz kalıyor geride.
"Belki zaman", diye düşünüyor adam:
"Zaman eksiltebilir birikeni". Oysa ne
zaman, ne de ona benzer şeyler - ona
benzer şeyler? - silebiliyor mekana
sinenleri. Eşyalar değiştirilse de, yeni
badana yaptırılsa da degişmiyor ağrının
kurduğu sıra: Değişmiyor çünkü sokak
adları, değişmiyor şehirler ve insanlar,
dünden bugüne inatla yürüyen inatçı
mantık: Her mevsim, her dolunay,
yağmurlar, bahar aldatmacaları,
her kuyu, her kule, her balkon,
kadehler, mumlar, köpükler,
her kırmızı, her siyah, her gri,
her uyku, her düş, her uyanış
- yer etmişse - aynı çiviyi isteyen
bir delikte tıpatıp zonkluyor.
"Zaman da değil", diyor adam,
kimse yokken, yüksek sesle.
Yeni bir iz kalıyor orada, o an.
Yokluğun içinde varlık nasıl oluyor? Yoktan. Yoktan oluyorsa geçekten yok nasıl oluyor , ona yok diyebilir miysiz ? bidakka kafam karıştı, başım döndü :)))
YanıtlaSilzor sorular yorumsuzum, kararsızım, karışığım...
YanıtlaSililahiateş böceği pek güldürdün beni... ilşk soruda aklıma takılan hani o alışagelmiş parasal boyutu ile varlık yokluk kavramı yerine insan boyutu ve ilişkideki yansımasıydı aslında... birini varlığı ile yopk olmayı mı yoksa yokluğunda var olmayı mı tercih ederim diye düşündüm. hani illa hayatımda biri olsun düşüncesinden yola çıkarak...
YanıtlaSilaşkından ölmeyi anlamsız bulurum çoğu zaman o nedenle aşk varsa onu yaşatmak için inadına yaşamalıyım diye düşünürüm.
insanlar birinden ayrılmanın acısını neden bir başkasını acıtma pahasına hemen bir ilişkiye başlayarak unutma çabasındadır oldum olası anlamamışımdır. çivi çiviyi sökse ya da derinleştirse iyi burada olan karşıdakine oluyor gibi gelir bana...
aaaa ne çok anlattım dimi? sanki röportaj benimle :)))
sevgiler
efsacım asteş böceğine yaptığım uzun yorumu oku istersen bir ben bu soruda pek ilgilenmedim aslında maddi boyutu ile, manevi boyut entrese etti beni canım :)))
YanıtlaSiladam ya da kadın olmuyor hayatın daama sen var oluyorsun :)) zor soru sorarım kafa karıştıtırım enis :))
YanıtlaSilhaha zor ama bak şimdi bir de ateş böceğine yaptığım yorumu oku bak nasıl kolay olacak
YanıtlaSilçalışmadığın yerden sordum ben ondan zor geldi sana cadı :))
haha zor ama bak şimdi bir de ateş böceğine yaptığım yorumu oku bak nasıl kolay olacak
YanıtlaSilçalışmadığın yerden sordum ben ondan zor geldi sana cadı :))
suallere cevaplar:
YanıtlaSilvarlığı için yokluğu tercih ettim hep,yaptığım salaklıkların başıdır bu...
eğer aşk bitmişse neyi ve niye yaşatmaya çalışacaksın ki! biten bitiyor bari birde ben biteyim, kimin umurunda olur ki!
ben hala çivi çiviyi söker lafını arkasındayım! hala öğrenmek istemediğim çok şey var...
zaten iyice dağılan beni hepten dağıttın suallerinle,saolasın varolasın Evren'im :-)
hahah o konuda salaklığın boyutları üzerine sıkı bir rakip oluru sana :)
YanıtlaSilbenim dediğim henüz aşk ölmemişken, aşkı için ölmeyi göze aldığını söyleyen süzmeler var ya hani bir bardak su lazım yaşatmak için ama onu bile vermekten aciz, sonra da kuruyup giden ardından ağlarlar ya "ulen oysa ben aşkım için ölmeye razıydım diye" ahanda bunlarıdır o sorum...
yok yok çivi çiviyi sökse rakı şişesinin dibini gördüğümüz gecelerin sabah kahvaltısı da rakılı ekmek olurdu değil mi maryjade?
epk bir kinaye hissetim ben bu saolasın da ama hadi benden san bir saolasın :)))
walla ben derdime o kadar odaklanmışım ki direkt sualide kendimle bütünleştirmişim kusura bakma... neden saol çünkü derdim depreşti, kinaye olmaz bende rahat ol sen :-)
YanıtlaSilözellikle 1. sorunun cevabı hani cevap denmese bile tam olarak işte bir şekli var sanki bu yazımda...
YanıtlaSilhttp://beenmaya.blogspot.com/2009/05/hala-ask-var-mi.html