İki gün önce görevli İzmir'e gideceğimi öğrendiğimde pek de hevesli değildim aslında. Ama hep böyle olurdu, yola çıkana kadar oflar yola çıkınca keyiflenir, dönüş yolunda ama yetmedi diye hayıflanırım. Gece 3 gibi yola çıkmaya karar verdiğimizde biliyordum, araba gelip de beni alıncaya kadar uyku tutmayacağını... Öyle de oldu... Her yolculuk heyecanlandırır beni. Fotoğraf makinem, mp4'üm, laptop ve ertesi gün giyilecek resmi takımlar, yolda belimin ağrısını hafifletecek yastığım, ya üşürsem diye battaniyem, yedek ayakkabı, yedek kıyafet derken epeyce yüklü binebildim aracımıza... Severim en arka sağda oturmayı... Kuruldum minibüsün arka 4'lüsüne saat 4'de... Gecenin sessizliği, benim dışımdaki 9 kişinin uyuyor olmasından fırsat bularak daldım rüyalara...
Yeni bir ilişki yaşarsam şu ömrüm gösterirse bana yeni bir aşkı; arabaya binip bir sahil şeridini, karadeniz de olur, ege de olur, akdeniz de, hiç hesapsız, plansız ve zamansız gezebilmek istiyorum... Arabayı ben kullansam da olur yorulunca direksiyona o geçse de... Mutluluk sarhoşu olup zamanı unutmak ve her anı hatırlanacak bir anılar dizisi düşledim kafamdan... Beklentilerim dedim, gene ne çok...
Anneleri tarafından terk edilen kedi kardeşlerin birbirine seslenişini duydum da minnet ettim hem anneme hem de kardeşimin varlı
Sahibi mutlu ol dediğinde, kendini çimlere atan daha 4 aylık köğeğin çim üzerinde yuvarlanırken gözlerindeki mutluluğu gördüm de, istediğimde kimselere ihtiyaç duymadan çimlere uzanabilme özgürlüğüm var diye mutluluk doldu içime...
Gün kavurşurken geceye ve ben minibüsün arka 4'lüsünde almışken yerimi ve dalmışken yepyeni düşlere mutluydum çakır keyifli halimden arta kalan kendimden. Hava kararınca tamamen ve ay dolun haliyle gülümserken geceye yepyeni hayallere daldım da rüya değildi gördüğüm bu sefer...
spa başka bahara kalmış gibi duruyor yazıya bakınca:))gerçi bir yolculuk bin spa'ya bedeldir (bence)...
YanıtlaSilİzmir'e selam, mutluluğa devam Sevgili Evren...
YanıtlaSilSevgilerimle tüm dileklerin gerçekleşsin diyorum ben de...
spa görevini büyükler kaptı ben küçüğe İzmir kaldı ki tercihimdir. Nedeni basit bir patates - bira bile olabilir ama tepsi kapatıp yanında buz bira bir de gün batımı olunca keyif budur, huzur budur, mutluluk budur neme gerek spa dedirtir bana :)
YanıtlaSilhahah saol aysema, belli mi olur öyle yürekten diledim ki bakarsın yılı dolmadan gerçek olur :)
YanıtlaSilTepsi kapatıp buzz gibi birayla mid(e)ye götürmenin de tam mevsimi:)
YanıtlaSilemrah bugün olsa gene yaparım böyle bir durum işte :) anladın sen beni ;)
YanıtlaSilKeyifli bir seyahat yazısı olmuş. İnsanın seyahate çıkası geliyor. Bu arada sahil şeridi hayalinizi takriben 11 yıl evvel askerde bir arkadaşımla kurmuştuk; bir mini karavan ile yarımada turuydu hayalimiz; Artvin Hopa dolaylarından başlayan ve Hatay İskenderun'a uzanan upuzun bir sahil yolculuğu. Gerçi tek ortak paydamız bu hayal ve askerlik olarak kaldı geçen 11 yıldan sonra...
YanıtlaSilKolaylıklar
teşekkür ederim ümidim ama seyahat anlatabildiğimden daha keyifliydi... Bence hayalinden vazgeçme bölerek de olsa hala yapma şansın var dedim :)
YanıtlaSilBasit seylerden gozlerini doldurabilen ve bunlardan mutlu olabilen yasan kisidir aslinda.
YanıtlaSilBunlarin yanindan gormeden gecen yasiyormu aciba...?
Cok guzel anlatmissin.
Afferim sana.
$.
çatlamam çatlamam dedim ama çatlıyorum sanırım:)))diğer taraftan bakınca da o ses vardı ya o ses, nasıl mutlu etti beni gitmiş kadar oldum:)
YanıtlaSilşu son resim var ya işte tüm gün öyleydim ben, gezmekten bacaklarım değil de gülmekten yanaklarım ağrıyordu Nily :))
YanıtlaSilyaşam(a) sevinci...İzmir'in havası suyu yaramış sana Evren..okurken keyiflendim walla..
YanıtlaSilah bir de burada anlatamadıklarım var ki onları duysan keyfin en az ikiye katlanırdı maryjade :))
YanıtlaSil