15 Ekim 2010

Geçen Yıl / Bugün



15 Ekim 2009


Yüreğimin derinlerinde kapalı bir kutu
Arala da bak içeri, korkma…
Ama bir iyice bak olur mu?
Eğer görürsen bir tohum
Bir de hatta filizlendiyse
Güneş sızmıştır içime
Sen yüreğimi sevince (*)






Biliyorum sana yazılmış olsa bu satırlar, duyardın sesimi, ve gelirdin... Ve gelirdin, sarıp sarmalardın beni, öperdin yaralarımı tek tek... Tek tek, tel tel ayırırdın saçlarımı, hüzünlerini ayıklardın, sonra kırıklarını... Sonra kırıklarını toplayıp yüreğinin, benden aldıklarına karıştırır harmanlardın bir güzel... Bir güzel yoğururdun onları kulak memesi kıvamına gelinceye kadar, bekletirdin bir yarım saat dinlensin de kabarsın bir iyice... Bir iyice kabarırdı mutluluk içinde, arasıra kontrol eder, bakardın ki kıvamı kaçmasın... Kıvamı kaçmasın diye baktığın her seferinde, bir tutam sevgi koyardın, bir tutam da aşk eklerdin üzerine... Eklerdin üzerine bildiğin, gördüğün, yüreğinden geçen bütün huzur anlarını... Huzur anlarını anlatırdın fırınlarken hamuru, yanında mutlaka bir kahve keyfiyle... Kahve keyfiyle keyfime keyif katardın sen ve ben sadece o kahve keyfi anı kadar bile sevebilirdim seni... Sevebilirdim seni, çünkü biliyorum sana yazılmış olsa bu satırlar, duyardın sesimi, ve gelirdin...


Oysa sana yazıldı bu satırlar...
Henüz sen yoktun yazıldıklarında...
Olma ihtimalini sevdim ben...
Hep ol istedim...
Sensiz çok yalnız olacağımı...
Tam olmayacağımı bildim...
Hep seni aradım ben...
Hep sana seslendim...
Şimdi varsın...
İyi ki varsın...
İyi ki geldin...
Kahve kokusu sindi üzerime...
İyi geldi günüme...



15 Ekim 2010

Sabahları erken kalkmayı seviyorum, sabahları erken kalkıp öncelikle gazeteleri okuyan her hangi bir programı dinliyorum. Dinlerken kendimi de güne hazırlıyorum. Yedi gibi o haberlerin yarattığı iç sıkıntısını dağıtmak için müzik açıyorum, genellikle Smooth Jazz dinliyorum bir saat kadar...  Bu arada ya kahvaltımı ediyor ya da bir kahve içip kendimle başbaşa kalıyorum. Başbaşa kalma zamanlarımı blog okumakla ya da yazmakla geçiriyorum. Bolca düşünüyor, sıkça hayal kuruyorum.  (Bu sabah kendimi okudum, eski(yen) kelimelerimde gezindim. Geçen yıl bugüne gittim. Yukarıdaki yazıyı buldum. Hali hazırda üzerime sinmeye devam eden o kahve kokusunun keyfini sürdüm bir süre, düşlere daldım, gerçeklere sarıldım. ) Sonra ya araba ya da servis ile yollara düşüyorum. İçim en son dinlediğim müziğin ritminde salınıyor çoğu zaman.

Hayatı seviyorum. Belki söylendiği gibi AŞKtır hayata karşı hissettiklerim, bilmiyorum. Her yaşımda şundan emin olamamıştım, zaman zaman tereddüte düştüğüm bile oldu. Bilmem şimdi yaşadıklarımdan, bilmem şu anda durduğum yerden bakınca geçmişime; daha net görüyorum: HAYAT da beni sevmiş. Hem de çok sevmiş, diyebiliyorum. Dedim ya her yaşımda bundan emin olamadım, ama her yaş aldığımda geriye dönüp bakınca emin olmaya bir kaç adım daha yaklaştım. ŞANSın insanın içinde olduğunu, inanırsa kapısını çalacağını da zaman içindeki denklik hallerimden çıkarttığım derslerle öğrenmiş oldum. Böylece dönüp baktığımda kendi sac ayağımı da oluşturmuş olduğumun farkına vardım. Kolay kolay yıkılmayacağımı bilsem de, kırıklarımı bir arada tutmaya çalışırken yorgun düştüm. İnsanı zorlayan şeylerden birinin, kendini bir arada tutmak, kendine yapıştırıcı olmak olduğunu da defalarca deneyimleyerek öğrendim.

Bu sabah çok derinlere daldım, tüpsüzdüm ve nefessiz kaldım. Şimdi tekrar yüzeye çıkıp, hayata karışmalıyım. Yağmurun neminde üşüyüp, yüreğimin buğusunda ısınmalıyım. Bildiğim bir yolu, ilk defaymışcasına almalıyım. Duyduğum heyecanla bakışlarımı yenilemeli, yaşamaya dört elle sarılmalıyım.



.













(*) Sen Bilsen şiirimden alıntı...
Fotoğraf / deviantART







14 yorum:

  1. Evet, evet evet yaşamaya dört elle sarılmalıyız.
    Satır aralarında doğum günün olduğu izlenimi aldım. Yanıldım mı bilmiyorum ama öyle de olsa, iyi ki doğdun Sevgili Evren...

    YanıtlaSil
  2. :)) Ama hepimiz aynı şeyi yapmıyormuyuz ,her gün her sabah her yıl yenileniyor aslında her gün gidip geldiğimiz yollarda bakarken bu sefer çok daha farklı oluyor çünkü daha önce tüpsüz dalarken kendi iç denizime günlerce tuttabiliyordum nefesimi artık haftalarca da tutabiliyorum yani her gün öğreniyorum ..

    öperim

    YanıtlaSil
  3. Her gün yenileniyoruz aslında belki de farkında değiliz.Evren'im huzur getirsin sana her yeni gün :)

    YanıtlaSil
  4. yeniliğin en saf halidir aslında bu! bazı şeylerin yenilenmesine izin vermek! budur insanı insan yapan..

    YanıtlaSil
  5. canım aysema doğumgünüm değil ama büyüdüğünü kutlamak için doğumgününe gerek yok diye düşünenlerdenim. sen bunu deliye her gün bayram deyişi ile de özdeşleştirebilirsin tabi. :) sevgiyle öperim...

    YanıtlaSil
  6. her gün öğrenmek iyidir ateşim, eğitim şart değil mi :)
    hem ben daha çok öperim...

    YanıtlaSil
  7. hepimize ayşegülcüm, hepimize huzur, sağlık getirsin ki, yenilenecek enerjimiz olsun değil mi? sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  8. ah hayalci, öyle mi dersin gerçekten, gerçekten izin vermek yeterli mi? peki ya istekli olmak, her düştüğünde kalkmak ve cesaretle yeniden denemek...
    ama herşey izinle başlıyor değil mi?
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  9. Ya ben senii yirim yaa kadınn yirim senii haaa bill yani bunuu :))

    YanıtlaSil
  10. senin terazi olamayacağını düşündüm yazını okurken.. Yüreğimin "asla olmamalı" mırıltılarını susturamadan..
    Sonra kaybedip burç ihtimalini bulan gariban gibi sevindim olmadığını öğrenince yorum cevabında.. (Cümle ters oldu sen düzelt)
    Bana iyi geliyorsun sen... yani yazıların iyi geliyor bana..

    YanıtlaSil
  11. deli ateş :))öperim, kocaman. istanbul'a selam söyle gittiğin vakit. boğazı geçerken beylerbeyi tarafına dönüp yüzünü gülümse mutlaka.

    YanıtlaSil
  12. ben nisan doğumlu bir koçum. yükselenim kova ya da balık emin değilim. bir yanım babam gibi duygusal ve serseri diğer yanım annem gibi duygusal ve sorumluluk sahibi...
    e hal böyle oluncada hasretimin senfonileri, katmerli oluyor yüreğimin halleri :)

    YanıtlaSil
  13. O bakışlarını yenileyen heyecanların hiç tükenmesin güzel gözlü katmer yürekli kadın.Sana her uğradığımda içime ve üzerime nedense gençlik ve değer bilen bir enerji siniyor.Aşk olsun sana sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  14. katmer yürekli... nasıl da sevdim sufim. yüreğinin güzellliği duyuyorum kelimelerinin sesinde ve o tınıyı seviyorum. beni gülümsetiyor. can sufi, dost tontini, güzel dilek, dilerim hep AŞK olsun içimizdeki...

    YanıtlaSil

An'a kazınandır senden bana kalan...
ANLAMLIDIR...

Teşekkür ederim sımsıcak yürekten bir tebessümle...