19 Şubat 2009

BABAM BENİM


Ben hayatta en çok babamı sevdim.
Annem de bilir bunu.
Sorsalar;
"Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?" diye,
Bir seçim yapamam ama, annem de bilir "babalar bi farklı sevilir"
Kırılır, üzülür belki içten içe ama bilir.
O yüzdendir “babanın kızısın sen” demesi.
Hatta ikimize birden kızınca,
“Bu kız da bütün kötü huylarını senden almış” deyip gülmesi.


***

Biz, kardeşim ve ben yani özgür yetiştik.
Kendi kararlarımızı kendimiz verdik.
Sorumluluklarımızı bildik.
Fikrimiz vardı, gerektiğinde söyledik.
Hiç baskı görmedik ama cezamızı da çektik.
Kızını dövmeyen dizini döver derler,
Babam belki bugünlerde daha da inanır oldu bu söze.
Dövmekten kastımız şiddet içermiyor elbette.
Aile kültürümüzdeki karşılığı şudur;
Bu kadar demokratik bu kadar saygılı bu kadar hoşgörülü olunmalı mı çocuklara karşı?

***

Ben başına buyruk bir çocuktum.
Zor bir kız çocuğuydum yani.
Ele avuca sığmaz durduğu yerde durmaz.
Sonradan öğrendim ben aslında ADHD idim.
Babamdan aldıklarımla annemin katkıları sayesinde hallice toparlamışım ama gene de arızayım arıza…
Vermeseydi onlar can bana, ben ben olmazdım di mi ama?

***

Hayat adamıdır benim babam.
Kolay değildir onunla yaşamak ama zevklidir.
Eğlenirsin.
Gülersin.
Hayatın sana sunduklarını seversin.
Çok şey öğrenirsin…
Gönlü öyle zengindir ki sanırsın dünya bu zenginlik üzerine kurulu.
Artık sen de inanırsın hayatta ki en büyük zenginliktir yüreğin, yüreğine sığdırabildiklerin.
En zor anlarda ile kaçmamayı, inandıklarına dört elle sarılmayı.
İnandıklarının peşinden gitmeyi, gitmeyi gitmeyi…
Ama gerektiğinde dönmeyi, kaldığın yerden devam etmeyi.
Haklı olduğunda bile durup bir kere daha düşünmeyi.
Oldu da kırıldıysa bir kalp şımarmayı gerekirse şımartmayı ama illa ki o kalbi tekrar yapıştırmayı.
Kızarmış ekmek varsa kahvaltıda tereyağlı ballı bir şölen gerektiğini.
Eğer yüreğin taşmışsa bir kere sevinçten de üzüntüden de ağlanabileceğini.
Okumayı, tartışmayı paylaşmayı.
Arasıra kafanı kaldırıp gökyüzüne bakmayı, denizi koklamayı.
Üzüm yemeği, taze cevizin lezzetini.
Film seyrederken uyuyup kalsan bile sonunu mutlaka seyretmeyi.
Denize diye yola çıkıp dağa ulaştığında, ulaştığın yerin keyfini çıkartmayı.
Balık yemeninin sağlıklı olduğunu, yanında içilen rakının keyfini.
Her şeyin bir nedeni olduğunu sonuca böyle ulaşılabileceğini.
Aklın bu işlere yaradığını.
Bir de sobanın el yaktığını öğrenmek için, her seferinde elini sobaya doğru uzatıp denememek gerektiğini.

***

Ama dedim ya zor bir çocuktum ben.
“Stubborn” kelimesini öğretirken annem bak dedi bu kelimeyi kesin unutmazsın
“stubborn = evren”
Ve ben bir kez daha dokundum sobaya...YÜREĞİM YANDI.


______________________

İlkyayın tarihi:19.06.2006

Fotoğraf / Innocents by Peter Paradise
Bu yazının iki sebebi var, babacım iyi ol ve yüreğim gene yandı.

11 yorum:

  1. Kızlar daha düşkün oluyorlar babaya. Freud'un psikanaliz kuramını okumuştuk yıllar evvel oidipus kompleksi diye bir şey vardı. Kızın babaya erkeğin anneye olan bağlılığı ve ilgisi üzerine geliştirdiği teorilerin sonuçlarını böyle adlandırmış sanırım. Hem baba da kız çocuğa daha düşkün olur. Koruma içgüdüsü sanırım, kızlar daha zayıf ve korunaksız olurlar bilinçaltıyla çevrelenmiş bir davranış modeli.

    YanıtlaSil
  2. "babalar bi farklı sevilir".. Hiç bir sebebe bağlı olmaksızın..Saat 9. olsun arayayım canmcımı.. Uyanmamıştır daha ..

    YanıtlaSil
  3. Babamı o kadar seviyorum ki.. Belki cok samimi olamadık belli kosullardan dolayı ama cok seviyorum onu..

    Yazı Çok güzeldi.. duygularını cok guzel yansıtmıssın ..(=

    YanıtlaSil
  4. "Eğer yüreğin taşmışsa bir kere sevinçten de üzüntüden de ağlanabileceğini."
    ve diğerleri..çok çok güzel.

    YanıtlaSil
  5. haklısın bunun freudyen bir açıklaması var umidim. bir de babaların kadınlar için ilk erkek modeli oluşu var. benim babam adam gibi bir adamdır. ilk öğrettiği de söz özdür olmuştur. çok severim hem babamı hem öğretilerini... freud desin demesin...

    YanıtlaSil
  6. lal, aradın mı? seni seviyorum dedin mi? çok özledim... iyi yaptın. nasıl güzel geçer artık günü. :)

    YanıtlaSil
  7. içtenlikle yazılanların hepsi ulaşır karşı kıyılara, karşı kıyıdakiler içtenlikle okuyorlarsa, seviyorlarsa, yaşıyorlarsa...saol amelia. sevmeye devam et babanı ve sarıl ona, o sana sarılamasa da...

    YanıtlaSil
  8. Aradım sevgili Evren..Çok özledim onu.. Dağım benim O...

    YanıtlaSil
  9. sen de çok güzelsin, tıpkı yüreğinden taşanlar gibi...bazen sevinçten ağlıyorsun hayatın ortasında bazen üzüntüden...

    YanıtlaSil
  10. Kızların baba sevgisi bambaşka Evren.
    Ben de çok severim babamı, anlıyorum bu yüzden duygularını.
    Çok güzel ve samimiydi yazın.
    Yüreğine sağlık.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  11. özlem inanamadım kendime şimdi gördüm ki cevap yazmammışım :( teşekkür ederim güzel sözlerine. sevgilerimle :)

    YanıtlaSil

An'a kazınandır senden bana kalan...
ANLAMLIDIR...

Teşekkür ederim sımsıcak yürekten bir tebessümle...